5 Mart 2013 Salı

KIŞA VE KARBEYAZA VEDA EDERKEN

2013 kışını veda etmek dağlarda oldu. Penceremden her sabah kış boyu beyazlığını uzaktan seyrettiğim Babadağ (DENİZLİ) yamaçlarıdan zirveye doğru tırmanış.
Yaylaya çıkan yörük dedelerin tek tük mezar taşları.
Dalga dalga kar
Yazın yörüklerin yaylak dedikleri yer ve taş barınaklar.

Karların hızla erimesiyle oluşan  minik şelaleler,ses ve görüntüye doyum olmadı.




Denizli Doğa severler yürüyüşte tek sıra...


Bulutlara ne kadar yakınız .


Karlı ,sisli ,bulutlu tepecikler.


Doğa harikası kar erirken ...
Yüksek tepelerde ateş ve biz...
Kar ve çiğdem çicekleri.
İnce sivri dikenlerin arasından başını güneşe uzatan güzel çiğdemler.
Taş taş üstüne ...


Adını dağından alan Babadağ ilçesi ;eski dükkanları ile yaşama savaşı veriyor,sıkıca yaslanmışlar birbirlerine...

 Yirmi yıl önce bu dar sokakatan geçer okul caddesine hızlı adımlarla ulaşırdım.Anılar, anılar!  Hala canlı ve güzel. Sevmiştim bu küçük ilçenin doğasını ,tarihini , insanlarını ve öğrencilerimi...Altıyüz yıllık dokumacılığı ile ünlüydü...Hemen her evden tıkır tıkır dokuma tezgah sesleri gelirdi yürürken dar sokaklarında.Ne yazık ki şimdi evlerde tezgahlar bez dokumuyor ,suskun sokaklar.Sessiz evler ,çoğu terkedilmiş .Hüzünleniyorum ;çok sevdiğim pamuklu dokuma koksunu arıyorum ama yok...

Doğa yüyüşcüleri ilce kahvesinde çay dinlencasinde ,gün akşama doğru olmak üzere.Karlı yamaçlara veda ederken bu yılın kışı ile de vedalaştık sanırım...

Arzu Sarıyer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder