25 Mart 2013 Pazartesi

BİR İLKBAHAR GÜNÜNDE




 Bir ilkbahar günü ,günlerden pazar günü Denizli Doğa Severler düştü yine yollara...Uzaklara doğru yol aldı.Uzaklar Denizli Muğla sınırı ,Beyağaç ilçesi sınırlarında dağların doruğunda saklı bir cennet "Karagöl "yolundayız.
Zümrüt yeşili yükselen çam ağaçları mavi gökyüzüyle ne güzel kucaklaşmış...Az sonra yeşik mavi kucaklaşmasna bir mavi yeşil daha eklenecek...
 Mavi ,yeşil ;gökte yerde ,suda buluşmuşlar ...Seyrine doyulmaz güzeliklerle bizi bekler...











 Orman ne güzel ne güzel...
Çam ağacının tuval olmuş gövdesi ;ne güzel bir resim nakşetmiş...
 Aynı ağaç gövdesi küçük bir oyugunda küçük bir yuvayı barındırıyor ;kılangıç kuş yuvası...
                                          

Gök gürlemiş ,şimşek çakmış ve yıldırım düşmüş asırlık çam ağacının gövdesine ,derin yanık izi bırakmş.

Ve altın gözlü papatyalar yeni doğmuş dağ başındaki gölün yanıbaşında...
Taşların arasında penbe ,beyaz minik çicekleri ile buradayız diyorlar kır çicekleri ,mini mini gövdeleri ile.


 Gölden aşağılarda tabiat yeni yeni canlanıyor.Badem çicekleri gövdelere ,dallara yürümüş.

 Kır sümbülleri mavi mavi masmavi ben de buradayım diyor.
Yüce karlı dağlar ,mavi göl ve ben...

Arzu Sarıyer 24 Mart 2013 Denizli Beyağaç Karagöl.

7 Mart 2013 Perşembe

MORLU KIŞTAN MORLU BAHARA

Kır sümbülleri
Kır menekşeleri


Mor Afrika Menekşem
                                        Saksıda mor sümbüllerim



Kardelene sormuşlar:
Bütün çicekler sıradan yerlerde açıp insanlara yakın dururken
Sen neden böyle yüksek dağlarda açarsın?
Kardelen şöyle cevap vermiş:
Gülü seven dikenini,
Menekşeyi seven rengini,
Beni seven ölümü göze alır..

* Can Yücel

5 Mart 2013 Salı

KIŞA VE KARBEYAZA VEDA EDERKEN

2013 kışını veda etmek dağlarda oldu. Penceremden her sabah kış boyu beyazlığını uzaktan seyrettiğim Babadağ (DENİZLİ) yamaçlarıdan zirveye doğru tırmanış.
Yaylaya çıkan yörük dedelerin tek tük mezar taşları.
Dalga dalga kar
Yazın yörüklerin yaylak dedikleri yer ve taş barınaklar.

Karların hızla erimesiyle oluşan  minik şelaleler,ses ve görüntüye doyum olmadı.




Denizli Doğa severler yürüyüşte tek sıra...


Bulutlara ne kadar yakınız .


Karlı ,sisli ,bulutlu tepecikler.


Doğa harikası kar erirken ...
Yüksek tepelerde ateş ve biz...
Kar ve çiğdem çicekleri.
İnce sivri dikenlerin arasından başını güneşe uzatan güzel çiğdemler.
Taş taş üstüne ...


Adını dağından alan Babadağ ilçesi ;eski dükkanları ile yaşama savaşı veriyor,sıkıca yaslanmışlar birbirlerine...

 Yirmi yıl önce bu dar sokakatan geçer okul caddesine hızlı adımlarla ulaşırdım.Anılar, anılar!  Hala canlı ve güzel. Sevmiştim bu küçük ilçenin doğasını ,tarihini , insanlarını ve öğrencilerimi...Altıyüz yıllık dokumacılığı ile ünlüydü...Hemen her evden tıkır tıkır dokuma tezgah sesleri gelirdi yürürken dar sokaklarında.Ne yazık ki şimdi evlerde tezgahlar bez dokumuyor ,suskun sokaklar.Sessiz evler ,çoğu terkedilmiş .Hüzünleniyorum ;çok sevdiğim pamuklu dokuma koksunu arıyorum ama yok...

Doğa yüyüşcüleri ilce kahvesinde çay dinlencasinde ,gün akşama doğru olmak üzere.Karlı yamaçlara veda ederken bu yılın kışı ile de vedalaştık sanırım...

Arzu Sarıyer